Sosyal Medya

Makale

Ortadoğu’da kartlar yeniden karılabilecek mi?

Dış politika analizlerini olay merkezli olarak yapagelen analistlerin (veya umucuların) boÅŸa düÅŸme ihtimali yüksektir. Özellikle baÅŸ döndürücü hızıyla takip etmekte zorlandığımız OrtadoÄŸu’da takip eden olayların, birbirlerini anlamsızlaÅŸtırması veya kadük bırakması için uzun bir süre beklememiz gerekmez. Tekil olaylar üzerine kurulan argümanların da son tüketim tarihi olayı kadük bırakacak baÅŸka bir olayın meydana gelmesiyle sona erer. Olaylara iman derecesinde yaklaÅŸanlar ve bu olaylar üzerinden tabiri caizse atıp tutanlar, yeni bir olayla argüman deÄŸiÅŸtirmek (amiyane tabirle geri vites yapmak) zorunda kalırlar. 

Ä°smine heyecanlı bir ÅŸekilde Arap Baharı dediÄŸimiz olgunun henüz tamamlanan bir süreci yok. Farklı süreçler bir arada devam ediyor fakat bu süreçlerin ortak özelliÄŸi hiçbirisinin kemale ermemiÅŸ olması. Bu yargı deÄŸiÅŸim hareketliliÄŸinin kapısını çaldığı veya çalmadığı tüm ülkeler için de geçerli. DeÄŸiÅŸimin en pürüzsüz yaÅŸandığı Tunus’tan çatışmanın en uzun sürdüÄŸü Suriye’ye, yaÅŸadığı darbeyle dönüÅŸler yaÅŸayan Mısır’dan bir deÄŸiÅŸim modeline karşılık geldiÄŸi düÅŸünülen Yemen’e kadar hiçbir ülke siyasi dönüÅŸüm sürecini henüz tamamlayamadı. Peki bu ne demek? Analistler için bu yarım kalmışlık halinin çıkardığı en önemli ders, analizlerin olay bazlı deÄŸil süreç bazlı yapılmasının gerekliliÄŸidir. Mütevazı analizlerden kimse hiçbir ÅŸey kaybetmez. Fakat olaylar güvenilmez olduÄŸundan aldatma riski yükseltir. 

Ä°srail-BAE ittifakı 

Bu soyut argümanlardan sonra biraz araziye inelim. Arazideki ana trendler süreçlerin akıbeti konusunda iÅŸaretler vermekte. Sorun ise bu ana trendleri iyi belirleyebilmek. ÖrneÄŸin Mısır darbesi bir ana trend deÄŸildi; fakat Mısır darbesinin de içerisinde olduÄŸu Körfez-Ä°srail ittifakının bölgesel harekat planı bir ana trenddi. BirleÅŸik Arap Emirlikleri ve Ä°srail’in öncülük ettiÄŸi Suudi Arabistan’ı içlerine kattıkları ve Ürdün ve Mısır’ın da bilahire dâhil olduÄŸu bu ittifak Suriye’den Mısır’a ve Libya’ya kadar birçok kritik bölgesel konuda açık ve örtülü operasyonlara girdi. Mısır’da Sisi darbesinin, Libya’da Hafter darbe giriÅŸiminin, Suriye’de kurulan ÅŸiddet dengesinin, Tunus’ta Nahda’nın sindirilmesinin hatta ve hatta bir aÅŸamadan sonra Türkiye’de Gezi kalkışmasının arkasında, yanında veya önünde durdular. Ä°slamcı siyaset defansif ve apolojetik moda sokuldu. Küresel Ä°slamcı avı yine bu ittifakın eliyle yürütüldü. Bunu belki seneler sonra öÄŸreneceÄŸiz, IŞİD’e bile farklı metot ve derecelerle katkıda bulundular. Ä°ttifak hâlâ devam ediyor ama bir kırılma anlamına gelebilecek yeni bir geliÅŸme söz konusu. 

Suudi Arabistan ittifaktan çıkabilecek mi? 

Bu ittifakın içerisine içerisindeki karanlık isimler yoluyla katılan ve ittifakın ağırlığını çeken Suudi Arabistan, revizyonist adımlar atıyor. Yine de kesin hüküm vermek için henüz erken. Kral deÄŸiÅŸimi ve ardından gelen görevden almalarla birlikte Suudi Arabistan’da ittifakın faturasının ne kadar yüksek olduÄŸu anlaşılmaya baÅŸlandı. ABD-Ä°ran yakınlaÅŸması, Åžam-Beyrut-BaÄŸdat-Sana gibi dört önemli baÅŸkentte Ä°ran’ın alan kazanması, Suriye ve Irak krizlerinden aşırıcıların üretilmesi ve bölgesel tehdide dönüÅŸtürülmesi ve bölgenin üç kritik gücünün- Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır- arasında krizler üretilmesi bölgenin üzerinde durduÄŸu dengeyi ÅŸaşırttığı gibi bu ÅŸaşırmadan en çok etkilenen ülkelerden birisi Suudi Arabistan oldu. Yemen’deki Husi yayılması Suudi Arabistan’ın bu ittifaka baÄŸlılığı açısından bardağı taşıran son damla oldu. Zira Husi yayılması yine bu ittifakın vazettiÄŸi Ä°hvanofobi ile baÄŸlantılıydı. Suud, Ä°hvan’a (ve El-Kaide) karşı Husilerin yayılmasına göz yummayı tercih etmiÅŸti. Bu yanlış tercih, etkisi Suud’un içlerine kadar güçlü bir ÅŸekilde hissedilecek yeni bir tehdidi Suudi Arabistan’ın önüne bir bomba gibi bıraktı. 
Suudi Arabistan’ın bu ittifaktan çekilmesi ittifakı zayıflatacağı gibi Mısır ve Suriye baÅŸta olmak üzere bölgesel birçok meselede direkt olumlu etkiye sahip olma potansiyeline sahip. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın kritik Suudi Arabistan ziyaretini de bu açıdan okumakta fayda var. Türkiye ve Suudi Arabistan bölgesel konularda yakınlaÅŸtığı ölçüde tamamlanmamış süreçlerin müspet seyirde ilerlemesinin önü açılacak. Suud’dan yapılan tespitler de bu yönde. Ziyaret sonrası bu konuyu tekrar açalım...   

aksam.com.tr

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.